İstanbul'u Seven Katlanır Depremine
Bir kere Osmanlı, bırakınız en basit halkını, sarayın vekâyinâmecileri bile hiçbir zaman şöyle ballandıra ballandıra bol teferruatıyla bir zelzeleyi kaale ve kaleme almazlar. Açın bakın vekâyinâmelere; en lüzumsuz tevcihatları, makam tayinlerini, tedipleri, nefiyleri, saraydaki entrikaları, fütuhatı, hayratı, vefayatı uzun uzadıya anlatan müverrihlerimiz depreme gelince, sosyal tarihimiz açısından söylüyorum; maalesef ya es geçerler, yahut da birer cümleyle geçerler. Bakarsınız başlıkta "Zuhır-ı Zelzele-i Azime" der, altından bir şey çıkmaz, yahut tek cümleyle "Vukû-ı Zelzele Der Islambol Der Muharrem' der geçer. Yine iş kalır Eremya Çelebi'nin Ruznâme'sine...